Ekim ayında hoş bir cumartesi akşamını geçirdiğimiz, Osteria Salvatore… Boğaz’ ın yanıbaşındaki İtalyan Restoranı…
Uzun zamandır şöyle tam Boğaz’ ın yanıbaşında, İstanbul’ un keyfine vararak bir akşam yemeğine çıkmayı istiyorduk. Osteria Salvatore işte tam da öyle. Manzarasıyla insanı büyülüyor. Köprü boydan boya gözlerinizin önünde, ışıl ışıl. Su kenarında olmanın verdiği keyif ise zaten bambaşka. Burası özel bir günü kutlamak için seçilebilecek şık bir restoran. Hatta Osteria Salvatore ‘ de akşam yemeğinin öncesinde, hoş bir kokteyl eşliğinde, güneşin batışını izlemek muhteşem olacaktır.
image
image
Osteria Salvatore ‘ de modern dokunuşların hakim olduğu, ahşap ile ayna, cam gibi parlak malzemelerin buluştuğu bir tasarım tercih edilmiş. Mekanda taş fırın, bar gibi alanlar tasarımları ile ön plana çıkarılmış. Genel olarak ne çok sade, ne çok abartılı. Dengeli, şık bir İtalyan Restoranı.
images
Restoranın açık ve kapalı alanı bulunuyor.
Biz, hava çok güzel olduğu ve önceden rezervasyon yaptırdığımız için dışarıda, Boğaz’ ın tam yanıbaşındaki masamızda, İtalyan lezzetlerine şahit olduk.
Sonradan başlayan yağmur bizleri uzun bir süre direnmemizin ardından kapalı kısısma almış olsa da…
Gelelim menüsüne:
Osteria Salvatore ‘ de klasik İtalyan lezzetleri bulunuyor. A la carte menüsü sade ve iştah kabartıcı. Masamız ile ilgilenen garsonlar ilgililerdi, servisleri iyiydi ancak özel bir restorandaki menü ile ilgili tüm bilgilerin çok büyük bir özende müşterilere iletilmesi gerektiğine inanıyorum.
Akşam yemeğimize zeytinli meze ve focaccia, şarküteri tabağı, buratta ve deniz mahsülleri ile başladık. Eşlikçimiz Arcadia: Sauvignon Blanc oldu. Acele etmeden, sakin bir başlangıç… Zaten manzara öyle güzel ki, bir nefes yemek ise, iki nefes manzara… Dolayısıyla hızlı yemek neredeyse imkansız. Biz de hem lezzetlerin, hem manzaranın, hem de sohbetin tadını çıkardık.
Ve ardından yağmur başladı. Aslında şemsiyeler bizi güzel koruyordu ama sonrasından artan rüzgardan dolayı ana yemeklerimize kapalı kısımda devam ettik.
Ana yemek olarak, taş fırında pişmiş pizza, karidesli linguine, kuzu bonfile ve kuzu kol seçtik. Eşlikçimiz bu sefer Merlot idi. Kuzu bonfile muhteşem pişmişti ve yumuşacıktı. Kuzu kol şahaneydi. Zaten kuzu kol için bir sunumlar, bir sunumlar ki sormayın :) 40-45 dakika pişme süresi oluyor, minimum 4 kişi için sipariş alıyorlar.
Buyurun sunumu buradan izleyebilirsiniz :)
Ancak belki de menüsünün yıldızı olması gereken pizza, nasıl bu kadar özensiz ve lezzetsizdi inanın anlayamadım. Halbuki şöyle dillere destan lezzette, çıtır çıtır olsa…
Bizler tatlı olarak, Tiramisu ve Porto şarabında poşelenmiş armut seçtik. Armut tatlısı gayet güzeldi. Yanında lezzetli bir Americano ile akşamı sonlandırdık.
Genel olarak Osteria Salvatore Anadolu yakasının elbette çok güzel bir İtalyan Restoranı. Ancak özel bir restoranın manzarasının güzelliği, menüsünün önüne geçmesi gerektiğine inanıyorum. Gün geçtikçe güzelleşeceğini umuyorum.
Görüşmek üzere,
supernicevisit