Karlovy Vary, Çek Cumhuriyeti

image_6

Geçtiğimiz hafta Melahat Teyzem ve yeğeni Duygu ile beraber Prag’ a gittik. Tatilimizin ikinci günü sabah erkenden Karlovy Vary şehrine gitmek üzere yola çıktık. Burası termal suları, büyülü mimarisi ile ün salmış, Prag’ın 126 km batısında, Batı Bohemya’da bulunan minik, şirin bir şehir. Biz tura katılmış olduğumuz için, tur otobüsü ile gittik. Eğer bu şehre gitmeye karar verirseniz siz de düzenlenen turlara katılabilir veya kendiniz Prag şehir merkezinden kalkan otobüslerle Karlovy Vary’a yaklaşık 2 saatte ulaşabilrisiniz. Şehre varmadan kısa bir süre önce, gözlerimi alamadığım şato, aslında büyülü şehir ile ilgili ipuçlarını açıkça ortaya koyuyor. Şehre vardığım gibi düşüncemin doğruluğuna zaten kendi gözlerim ile şahit oldum.

Veba anıtı, tarihi pazar alanı

Şehir koruma altında olduğu için otobüsümüz bizi şehir girişinde bıraktı. Otobüsten iner inmez minik bir tezgahta satılan ballar dikkatimi çekti. %100 doğal olan bu ballardan dönüşte almak üzere karar verdim. (akasya, çam, çiçek balları vardı. Ben çiçek balına kilosuna 5€ vererek aldım. Tadı gerçekten mükemmel.) Şehir merkezine gitmek için, tur otobüsünden indiğimiz yerden 20 numaralı şehir otobüsüne bindik. Bu yolculuk 5-6 dakika sürdü.

LaznaI

Otobüs Lazna-I önünde indirdi. Burası tarihi bir otel. Casino Royale Filminde dış mekan olarak kullanılmıştır. Bunun yanısıra filmdeki “Hotel Splendide” ise şehrin en gözde oteli Grand Pupp’tur aslında.

Carlsbad Hotel

Sol tarafımızda ise şehrin en prestijli spa otellerinden bir olan Carlsbad Hotel vardı.

Şehrin kurulumu ve günümüzdeki öneminin en belirgin özelliği tabii ki bölgede bulunan sıcak, mineralli yeraltı suyundan kaynaklanmaktadır. Anlatılanlara gör, 1370 yılında İmparator IV. Charles günlerden bir gün bu bölgede avlanırken, bir geyik avlar. Ancak geyik bir anda ölmez ve can havli ile kaçmaya başlar, av köpekleri de peşinden koşar. Geyik suya atlar, ardından da köpekler…  Bir anda bütün hayvanlar bağırmaya başlar. Su çok sıcaktır ve hayvanlar yanarak ölürler. Bu olaydan sonra şehrin doğal kaynakları keşfedilmeye başlanmış ve şehrin ilk temelleri atılmıştır. Ancak asıl yerleşim 200 yıl sonra başlamıştır.

Tarihi, ahşap pazar alanında bulunan av hikayesini anlatan kabartma tablo

17. yy da Gotik tarzı ile öne çıkan şehir, 30 yıl savaşlarına ve birçok doğal afete maruz kalmıştır. Zamanla mimari ve kültürel planlamalarıyla tekrar ve önemini daha da artırarak yapılanmıştır. Şehir merkezi 19.yy da etkili olan ‘Art Nouveau’ yani ‘ Yeni Sanat’ anlamına gelen sanat akımıyla şekillenmiştir. Bu sanat akımı mimari ile bütünleşirken, binada zariflik, kıvrımlar ve bitkisel süslemeler göze çarpar. Bu akımın ilk zamanlarında, ki bu zamanlar Karlovy Vary’ın tekrar şekillendiği dönemlerdir, mimari dokunuşlar oldukça belirgindir. Abartılı barok stili benzeri dekoratif bezeme ve süslemeler şehrin maket şehir ki bence rüya şehir görüntüsüne neden olur.

Birçok aristokrat ve önemli kişilerin ziyaretiyle önemine önem katılan şehir, günümüzde birçok Avrupalının ve özellikle Rusların SPA tatili için tercih ettikleri bölgedir.
Küçük bir not: SPA (Salus Per Aqua) latince olup su ile gelen sağlık anlamındadır. Karlovy Vary tam anlamıyla SPA özelliğini taşır, çünkü bu şehirde farklı sıcaklık, mineraller ve CO2 oranına sahip 12 ana su kaynağı bulunmaktadır. Bu su kaynaklarının her biri ve kombinasyonları farklı hastalık tedavilerinde alternatif olarak kullanılmaktadır. Su sıcaklıkları 30 ile 72 derece arasında değişiklik göstermektedir. Şehirde termal sular, çeşmeler ile halka sunulur. Karlovy Vary’ a geldiğinizde dikkatinizi çekecek su kaplarından alıp suların tadlarına bakabilirsiniz.(ayrıca güzel bir hediye fikri) Ben hepsinin tadına bakmadım. Içtiklerimin herbirinin tadı birbirinden farklı, genel olarak tuzlu ve bence çok güzeldi.

Benim aldığım minik su kabı, daha büyük ve farklı çeşitleri de vardı.

Hediyelik demişken, şehirde yapılan incecik kağıt helvalardan da almanızı tavsiye edebilirim. Böğürtlenli olanı benim favorim oldu. Yumurta likörlüsünün pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim ancak en özelinin o olduğunu söylediler. 


Bu şehirde bulunan oteller tedavi amaçlı hizmet de veriyorlar. Özellikle Balneoterapi alanında uzman doktorlar kontrolünde, günlük içeceğiniz termal su miktarı ve çeşitleri, günlük besin ihtiyacı ve egzersiz programları hastalığa ve hastaya uygun olarak düzenleniyor. Mustafa Kemal Ataturk’ te 1918 yılında Florencie adlı termal otelde böbrek tedavisi için 1 ay Karlovy Vary’ da kalmıştır. Buraya yaptığı ziyaretinde etkisiyle ülkemizde Yolava termal Projesini gerçekleştirmiştir.

Şehirde gezimize devam ederken beni en çok tabii ki binalar etkiledi :) Şehrin ortasından birçok Avrupa kentinde olduğu gibi nehir geçiyor, Tepla nehri. Ancak Tepla nehrinın diğer nehirlerden küçük bir farkı var: Suyu sıcak!

Tepla nehrinin her iki tarafında yükselen binalar ve ben :)

Şehirde dikkat çeken bir diğer mimari öğe ise kolanatlı yapısıdır. Kolanatlı şehir yapısının en önemli oluşum nedeni, su tedavisi için gelen misafirlere, ziyaretleri sırasında hava koşullarından en az etkilenecekleri ortamı sağlamaktır. Mill Kolonatı en büyük olandır. 124 adet Korint kolonla desteklenir. 6 tane termal su kaynağı burada bulunur. Gezimize devam ederken dikkatimi çeken diğer yapılar ise veba anıtı, tarihi ahşap pazar alanı (su an birkaç termal su kaynağı ve av hikayesini anlatan kabartma tablo burada bulunuyor.) Ayrıca şehirden çıkan en yüksek sıcaklı yeraltı su kaynağını görmek etkileyici olabilir. Bu kaynaktan, 12 metre yükseğe, dakikada 2.000 litre, 72 derece sıcaklığında su fışkırmakta ve 5.000 litre CO2 açığa çıkmaktadır.

Sıcak Tepla nehri

72 derecelik termal su kaynağı

Şehir mimari yapısının, termal özelliklerinin yanı sıra, dünyaca ünlü Moser kristalleri ve geleneksel çek içkisi olan Becherovka’ nın üretim yeridir.

Ülke genelinde kristal eşya üretimi oldukça yaygındır. Özellikle Bohemya bölgesinin kristal eşyaları çok önemli ve birçok kişi tarafından talep edilir. Moser kristalleri ise en kaliteli olanıdır, üretim yeri Karlovy Vary’dır. Küçük bir not: Gerçek Bohemya kristali %24 oranında kurşun içerir. Kristale minik bir vuruş yaptığınızda güçlü bir ses işitirsiniz… Kristal alışverişi yapacaksanız, Karlovy Vary’ den yapmak hem üretim yeri olduğundan, hem de Prag’ a nazaran fiyatların burada daha uygun oluşundan dolayı bence doğru bir tercih olacaktır.

Ve Becherovka’nın üretim yeri Karlovy Vary… Ünlü baharatlı Çek likörü 19.yy başlarında kimyager Josef Becher tarafından öksürük ilacı olarak üretilmiş. Zaman içerisinde tadının sevilmesi ve likör haline getirilmesiyle şimdiki halini almış. Becherovka’nın üretimi babadan oğla geçmektedir. Kullanılan malzemeler ve oranları günümüzde sadece 2 kişi tarafından bilinmektedir. Bu 2 kişi Karlovy Vary’ de haftada bir gün malzemeleri özenle karıştırır ve içkiyi hazırlarlar. İki haftalık bekleme süresinin ardından içki şişelenir ve satışa sunulur. Ben bu likörü çok beğeniyorum. Bazılarına ise fazla baharatlı geliyor. Bu içkinin geçmişten günümüze detaylarını öğrenmek ve biraz da tatmak için şehirde bulunan Jan Becher Müzesini ziyaret edebilirsiniz.

Şehirden bir görüntü

Aklıma gelmişken, şehir merkezinde açık alanlar dahil olmak üzere, termal su kaynaklarının yoğunlaştığı bazı bölgelerde sigara içimi yasak.

Gezimiz ve öğle yemeği molamızın ardından hediyelik birkaç eşya almak için şehirde biraz daha zaman geçirdik. Restorandan dışarı adımımızı attığımızda bizi yağmur karşıladı. Hazırlıksız yakalandığımız için biraz ıslandık ama bu duruma hemen çözüm bulduk. Hediyelik dükkanında satılan tek kullanımlık pembe yağmurluklar bizi yağmurdan korurken, neşemize neşe kattı. :)

Pembe yağmurluklarımızla :))

Bu güzel gezi için Melahat Teyzeme ve Duygucuğuma ve tabii ki Engin’ e çok çok teşekkür ediyorum. :)

Yazar hakkında

Bloglovin

<a href=”http://www.bloglovin.com/blog/12994143/?claim=sydkgdfquar”>Follow my blog with Bloglovin</a>