Graz! Benim yaklaşık 2 senedir yaşadığım şehir!! Avusturya’nın Viyana’ dan sonraki en büyük şehri yaklaşık 280.000 nüfuslu Graz!
Şirin mi şirin, mini büyük bu şehirde neler yapılır, nerelere gidilir, nerede yenir gelin beraber bakalım.
Graz’ı gezmek için 1-2 gün yeterli olacaktır. Burası minik ama çok şirin sıcacık bir şehir. İnsanların her daim gülümsediği, düzenli, bisikletin en rahat ulaşım aracı olduğu, aradığınız herşeyi bulabileceğiniz ama binlerce çeşidin olmadığı, minik olmasına rağmen 6 tane üniversitesi olan dinamik bir şehir burası.
Haydi başlayalım, Graz’a trenle geldiğinizi varsayıyorum çünkü Avusturya’nın doğa manzarası bir başka güzel. Küçükken izlediğimiz Heidi gerçekmiş. :)
Graz’ a geldiniz, trenden indiğinizde öncelikle günübirlik biletlerden almanızı öneririm. Bu bileti tüm tramvay ve otobüslerde 24 saat boyunca kullanabilirsiniz. Otel olarak Hotel Wiesler ve Hotel Das Weitzer‘i tercih edebilirsiniz.İki otel yan yana, şehir merkezinde ve en önemlisi temiz &kaliteli oteller. Zaten Graz’ da otel fiyatları üç aşağı beş yukarı heryerde aynı, o halde neden daha güzelinde kalınılmasın ki… Otelimize de yerleştiğimize göre artık Graz’ı gezmeye başlayabiliriz.
Graz’da birkaç tane çok önemli modern yapı bulunuyor. Bunlar 2003 yılında Graz’ın Avrupa Kültür Başkenti kutlamalarına hazırlık olarak tasarlanmış yapılar. Kunsthaus ve Murinsel mutlaka görülmesi gerekenlerden.
Kunsthaus: (sanat müzesi)
Peter Cook ve Colin Fournier tarafından 2003 yılında Graz Avrupa Kültür Başkenti kutlamalarının bir parçası olarak tasarlanmıştır. Çevresinde bulunan tarihi binaların tersine oldukça modern, çarpıcı bir mimariye sahiptir. Mimarları bu binaya Uzaylı arkadaş benzetmelerine rağmen benim ve arkadaşlarımın farklı benzetmeli oluyor. Canavar, sivilce, yer fıstığı bunlardan bazıları.
Murınsel: (Mur adası)
Kunsthaus gibi bu yapı da 2003 Graz Avrupa Kültür Başkenti kutlamaları için Vito Acconti tarafından tasarlanan. deniz kabuğu şeklinde harika bir yapı!. Özellikle geceleri ısıklandırması ile şehre çok keyifli bir ortam sunuyor. Tam önündeki köprüden (Mursteg) çok güzel fotograflar çekebilirsiniz. Murinsel ile şehri birbirine bağlayan köprüleri kullanıp içerisine girebilirsiniz. Adanın içinde bir restoran var. Tıklım tıklım doludur diye düşünülenin aksine herzaman boş oluyor. :( Halbuki ne kadar kıymetli bir yapı!
Nehir mi? Burası Mur nehri. Diğer birçok Avrupa kentinde olduğu gibi Graz şehrinin de ortasından nehir geçiyor. Oldukça coşkulu akan bu nehir çok az derinliğe sahip. Bu yüzden üzerinde ulaşım yapılamıyor. Ancak rafting, surf yapmak mümkün. Mur kenarında koşu ise Grazlılar için büyük bir keyif.
Hauptplatz: (ana meydan)
12.yy dan bu yana Graz’ ın ana meydanı. Günümüzde Rathaus (belediye binası) bu meydan da bulunmaktadır. Hauptplatz’ a geldiğinizde bence ilginizi en çok çekicek bina, Hauptplatz ile Sporgasse’nin kesişiminde bulunan süslü LueggHaus. Hauptplatz’ ın devamı Herrengasse: Alışveriş caddesi. Bu caddeye uğramadan önce isterseniz Graz’ın en önemli noktalarından birine daha gidelim.
Schloßberg:
Graz aslında düz bir şehir. Ancak tam şehrin ortasında bir tepe bulunuyor. Eskiden tepesinde kale bulunduğu için kale tepesi olarak adlandırılmış. Tepeden çok güzel Graz manzarası izleyebilirsiniz, tarihi binalara göz gezdirebilir, Graz’ın simgesi olan saat kulesini yakından görebilirsiniz. Tepede bulunan cafelerden birinde güzel bir kahve içip keyif yapabilir, Istanbul‘un ve birçok şehrin bulunduğunuz noktadan kaç km. uzaklıkta, hangi yönde olduğuna bakabilirsiniz :) Tepeye çıkmak için 3 ayrı olanağınız var. Bunlardan birincisi tabana kuvvet merdivenleri çıkmak, ikincisi oyulmuş olan tepenin(bu konuya birazdan değineceğim) içinden çıkan asansörü kullanmak veya üçüncü seçenek olarak fenükülere binmek olabilir. En güzeli Fenüküler ile yukarı çıkıp asansör ile aşağıya inmek. Böylelikle biraz daha ileride olan fenikülere doğru yürürken, antikacıların önünden geçebilirsiniz. Ayrıca feniküler ile tepeye çıktığınızda, zirvede oluyorsunuz. Herşeyi görüp yavaş yavaş aşağıya inmek daha güzel oluyor.
Asansörden aşağıya indikten sonra mutlaka tepenin içinden geçen pasajdan geçip, Sporgasse’ye ulaşın. Oyulmuş tepe! Evet. Graz tepesinin içini oymuşlar. Hikayeye göre, Türklerden korkmuşler ve tepeyi oyup içine saklanmışlar. Bilmem ne kadar doğru ama tepenin oyuk olduğu bir gerçek. Zamanında içine tren rayı bile döşemişler. Gönümüzde ise buralar belli zamanlarda düzenlenen partiler için kullanılıyor. Görmesem inanmazdım. Şahit oldum. Akustik harika!
Tepenin içinden pasajdan geçip Sporgasse‘ ye ulaştığınızda sağlı sollu butikler, barlar ve restoranların bulunduğunu göreceksiniz. Yokuş aşağı yürümeye başladıktan kısa bir süre sonra gözünüz sol taraftaki binaların tepesinde olsun. Candan aşağıya sarkmış yeniçeri askerini göreceksiniz. Bunun da hikayesi var tabii.. Günlerden birgün Ibrahim paşa Graz’ a gelir ve o binada akşam yemeği yer. Bu esnada Avusturya askeri top atar ve tam Paşa’nın tabağının içine düşer. Tabaktan fırlayan patatesi yakalamak için yeniçeri askeri elinden geleni yapar ancak patates ile beraber camdan aşağı düşer…
Çok rahat bir şekilde Graz’da en beğendiğim caddenin Sporgasse olduğunu söyleyebilirim. Sporgasse‘ den yokuştan caddenin sonuna kadar gittiğinizde ise tekrardan Hauptplatztasınız.
Graz genel olarak Italyan mimarlar tarafından yapıldığından, Italyan mimarisinin birçok özelliğini taşır. Bana kalırsa şehrin şirin olmasının bir nedeni de budur. Avlularıyla, labirent şehir dokusuyla çok etkileyici. Karşınıza çıkan bir bina avlusundan geçip bir anda kendinizi bambaşka renklere sahip bir sokakta bulabiliyorsunuz. Mesela bunu Herrengasse’de ( Alışveriş sokağında) yürürken mutlaka yapın. Salamender ayakkabıcısının yanında bulunan avludan girin, birden bire bir meydana çıkacaksınız. Birbirinden güzel restoranlar ve barlar var bu meydanda. Birde Glockenspiel. Burası bir minik kilise. Hergün saat 11:00 15:00 ve 18:00 de çanları çalmak için 2 kukla çıkıyor. Görmedim demessiniz.
graz gezilecek yerler
Tüm bunların dışında Graz’ a geldiğinizde görülmesi gereken diğer yerler ise:
1)Landhaus Courtyard: Italyan rönesansının Graz ‘daki ilk örneği. Gerçekten çok ama çok etkileyici bir avlu. Herrengasse üzerinde bulunuyor.
2) Opera binası: Ülkenin viyanadan sonraki en büyük ve önemli opera binası
3) Stadtpark: (şehir parkı)
4) Semt pazarları: çeşitli meydanlarda kurulan pazarlar. genel olarak 8:00-12:00 arası açık oluyor. Doğal ürünler satılıyor. Ayrıca pazarlarda bulunan mini restoranlarda günlük çıkan yemeklerden denemenizi tavsiye ederim.
5) Schloss Eggenberg: (Eggenberg sarayı) 17. yy da Graz da yaşamış olan ünlü Eggenberg ailesinin sarayı. Yaz sarayları ise şu anda Hauptplatz’ ta bulunan K&O alışveriş merkezidir.
Restoran olarak ise, Der Steierer (tipik Steier eyaletinin yemekleri ve zengin şarap menüsüne sahip olan şık bir restoran) Brot& Spiele (birbirinden farklı hamburgerlerin ve biraların olduğu eğlenceli dinamik bir restoran) daha klasik, ağır bir restaurant arıyorsanız şayet Hofkeller, şarküteri olarak Frankowitsch, Steakhouse olarak El Gaucho’yu büyük bir rahatlıkla öneririm.
Güzel geziler diliyorum,
Görüşmek üzere
supernicevisit