Floransayı 2 gün boyunca dolu dolu gezip, tarihin kokusunu içinize çektikten sonra geimizin ikinci etabına geldik. Karşınızda Chianti bölgesi! Burası Italyanın şarapları ile ünlü Floransa ile Siena arasında kalan bölgesi. Yemyeşil, dar yollar arasından yolculuğumuza başladık. İnanılmaz güzel bir manzaralardan, köylerden geçe geçe devam ettik. Tepelerden çıktık geri indik, bambaşka atmosferlere şahit olduk. Bir anda güneş açtı diğer tepeden inince bardaktan boşalırcasına yağmur bizi karşıladı. Rotamızda şarap üreticileri vardı tabii. Herzamanki gibi bölgenin en iyi şarap üreticilerini araştırdık. En ünlü kaliteli şaraplarını öğrendik. Sıra tatmaya geldi. Küçük bir not ekşeyip devam etmek istiyorum. Chianti de şarap üreticileri genelde şato da oluyor. Çok havalı değil mi? Bizim gittiklerimizde şatoya denk gelmedik.
İlk durağımızda Agricola Querciabella SpA vardı.
Normalde üreticilere gitmeden önce şarap tadımı için Rezervasyon gerekiyor. Fakat biz saat konusunda kesin bir bilgimiz olmadığı için rezervasyon yaptırmadık. Spontene daha güzel olduğuna eminim!!! Anlatacağım.. Agricola Querciabella SpA ‘ ya vardığımızda kimseler yoktu. Bekçiden sahibinin 1 saat içinde gelecek olduğunu öğrendik. Peki dedik tam arabamıza bindik sahibi geldi. Bizi sıcacık bir gülüşle karşıladı, içeri davet etti. Muhabbet ede ede şaraplarını tattık. Bu şarap üreticisi diğer bir çoğundan farklı olarak, bir hobi üzerine üretime başlamış. Özel, kaliteli şaraplar üretmeye özen gösteriyorlar. Üzümlerini özenle seçip, az ama kaliteli şaraplar elde ediyorlar.
Şarap notlarım şöyle:
1) Camartina 2008:%70 Cabernet Sauvignon %30 Sangiovese: 3.4 Ben pek ekşi sevmediğimden
2) Batar 2010: %50 Chardonnay %50 Pinot Bianco %50: 5!!!!! her içişte farklı bir lezzet, pamuk şeker, kayısı… inanılmaz bir tad.
3) Mongrana 2010: %50 Sangiovese, %25 Merlot, %25 Cabernet Sauvignon: 4.3 Kolay içimli günlük
4) Querciabella 2010: %100 Sangiovese: 3.8 (istanbul’da satın alabileceğiniz yerler var)
5) Palafreno 2008:% 100 Merlot: 4
İkinci olarak, Castello di Volpaia‘ya gittik. 3 tane şarabını denedik 3 ünüde beğenmedim. Hakkında söyleyebileceğim pek cümlem yok açıkçası. Buradan çıktığımızda acıkmıştık. Tabii saat 14:30 u geçtiği için restoranlar kapanmıştı. Zar zor bir büfe bulduk. Bisküvi çikolata süt aldık :) Arabada manzaraya karşı bisküvilerimizi süte bana bana karnımızı doyurduk.
Sırada üçüncü şarap üreticisi vardı. Fattoria San Giusto A rentennano. Navigasyonun gösterdiği bölgeye geldik. Tepede, ağaçlık bir bölge 2 ev yanyana. Ne yapsak neresi derken, ahşap küçük bir evin camlı kapısında birkaç insanın geniş bir masanın çevresine oturduğunu gördük. Küçük bir tereddütten sonra kapıyı tıklayıp içeri girdim. Şarap deniyen bir grup. Hemen bizi içeri davet ettiler. Amerikalı 10 kişilik bir grup, kahkahalar ve enfes şaraplar eşliğinde çok güzel bir akşam geçirdik. En enteresan kısım ise, biz geldiğimizde ilk şaraplarını koymuşlar, şarapçı anne 2 kadeh fazladan şarap doldurmuştu. Önceden geliyoruz demişiz gibi :) Şarapçı anne dedim, çünkü şarapçılık aile mesleği. Genelde evin reisi, üzümler ile üretim ile ilgileniyor, evin annesi herkonuda yardımcı. Çocuklar bağlarda büyüyor. Eğer merakları olursa aile mesleğine devam ediyor ki içlerinden birinin mutlaka merakı oluyor.. Böyle böyle yıllar boyunca süren gelenekler devam ediyor.
Şarap notu bu sefer malesef tutamadım ama Fattoria San Giusto A rentennano dan ayrılırken Chianti Classico DOCG 2011 ve Chianti Classico DOCG riserva le Baroncole satın aldık.
Şarap tadımlarımızdan sonra, keyifle Arezzo yakınlarındaki otelimiz “Antica Trattoria Al Principe” ye doğru devam ettik. Bir sonraki yazımda beni hayran bırakan bu pansiyon ve restoranı yazacağım.
Görüşmek üzere
supernicevisit.