Bayılıyorum… Herbir detayı düşünülmüş, özenli, düzgün, kaliteli, emek verilmiş ve verilen, yaşayan ve enerji dolu yerlere bayılıyorum. Böyle yerlerde yüzümde oluşan kocaman gülümseme, yaşadığım huzur, rahatlık… tarifsiz.
Geçtiğimiz haftalarda Bodrum Torba’ da bulunan Casa Dell’ Arte butik otelde işte o bahsettiğim yüzümde oluşan kocaman gülümseme ve huzur ile dolu bir hafta sonu geçirdim.
Cumartesi sabahı İstanbul’ dan uçağa binip Bodrum’ a gittim. Uçaktan indikten 45 dakika sonra Casa Dell’ Arte ‘deydim. Hava şahaneydi! Mayıs ortası Bodrum’un en güzel zamanları… Bir de Eylül tabii… Sakin, tam kararında bir sıcaklık… Kuşlar cıvıl cıvıl. Ortalık mis gibi Bodrum kokuyor.
Casa Dell’ Arte’ nin Bodrum’ da en sevdiğim otel olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hem benim, hem ailemin çok sevdiği bir yer. Bundan 3 yıl önce Kuzenim Erten ve Asita’mızın düğünü burada olmuştu. Geçen sene, bol bol zaman geçirdiğimiz bir yerdi. Bu sene ise Casa Dell’ Arte’ de yaz sezonunu erkenden açmış oldum. Madem bu sezon erkenden açıldı, o zaman bu yaz tatiller hiç bitmesin değil mi?? :)
Casa Dell’ Arte: lüks sanat oteli!
Casa Dell’ Arte, adından da anlaşıldığı gibi tam bir sanat cenneti. Adeta bir müze. Sanat tutkunu Büyükkuşoğlu ailesinin yıllarca topladıkları koleksiyonlarını sergiledikleri, kendi zevklerine göre tasarladıkları bir butik otel burası. Lüks sanat oteli. Sergilenenen parçalar dönem dönem değişiyor.
Sadece sergilenen sanat eserleri elbette ki. Aynı zamanda, bir sanat atölyesi burası. Otelde bulunan sanatçılar, gelen misafirlerle, çocuklarla beraber her gün sanata dair yeni birşeyler üretiyorlar. Özellikle çocuklar bu durumdan inanılmaz mutlu!
Casa Dell’ Arte ‘nin hikayesi:
Size biraz Casa Dell’ Arte’ nin hikayesinden bahsetmek istiyorum. Çok kısa. Burada hiçbir kelimeyle anlatılmaz.
Bundan 25 yıl önce Yunus Büyükkuşoğlu ve eşi Fatoş Büyükkuşoğlu, beraberce keyiflice vakit geçirebilecekleri bir ev inşa etmek üzere, o zamanlar sakin, boş bir bölge olan Torba’ da, deniz kıyısında bir arsa satın almışlar. Buraya kendi zevklerine uygun bir villa yaptırmışlar. Birkaç zaman sonra, bu evin hemen yanına, aile dostlarını, arkadaşlarını ağırlayabilecekleri 12 odalı bir residence inşa ettirmiş ve yıllarca biriktirdikleri koleksiyonlarını burada sergilemeye başlamışlar. 2007 yılında ise bu koleksiyonları herkes ile paylaşmak, sanat oteli olgusunu Türkiye’ de de oluşturmak üzere bu evi harika bir butik otele dönüştürmüşler.
Şu an Casa Dell’ Arte 3 kısımdan oluşuyor. Çok özel misafirlerin ağırlandığı villa, sanat eserleri ile dolu 12 odalı Residence ve 36 odalı Luxury Family Resort.
Gelelim benim haftasonuma…
Uçaktan indikten 45 dakika sonra otele vardım, sıcacık bir gülümseme ile karşılandım. Otelin bu seneki genel müdür vekili Murat Senemoğlu ile tanıştık. Otelin Residance kısmında bulunan, her biri ayrı dekore edilmiş sanat eseri dolu 12 odadan benim için ayrılmış odanın anahtarını aldım. Bir baktım “Pisces” ! Tabii bir balık kadını olarak balık burcu simgeli odada kalıyor olmak//denk gelmek, beni inanılmaz mutlu etti. Hızlıca odama yerleştikten sonra kendimi dışarı attım.
Bir baktım Burcu Hanım… Burcu Sönmez ile geçen seneden tanışıyorduk. Kendisi aile şirketinin ve otelin eli, kolu, kanadı herşeyi diyebilirim. Kendisi bizlerle vakit geçirmek üzere Bodrum’ a gelmiş. Çok zarif bir davranış değil mi?
Ve Pınar Belendir, ve Hakan Yavuz ve sevgili eşi, ve İnci Özay Hatipoğlu. Murat Senemoğlu‘ da yanımıza katıldıktan sonra, keyifli bir sohbet başladı ve 2 gün boyunca durmaksızın devam etti…
Hafif hafif esen rüzgar; sağlıklı, hafif bir öğlen yemeği:
Heyecan dorukta! Bu sene otelin bünyesinde açılan restoranlarını inanılmaz merak ediyorum…
Ve başlıyoruz…
İlk önce yeşil mercimekli, erişteli çorba. Balık suyu ile yapılmış, çok besleyici çok lezzetli olmuştu.
Ardından çok hafif, sağlıklı bir salata. Ege otlarından… O gün hangi otlar varsa pazarda…
Yanında beyaz şarap, değmeyin keyfime…
Öğle yemeğini özellikle hafif tutuyoruz. Çünkü akşama Ninu Restoran’da çok özel bir tadım menüsü bizi bekliyor. Şef Bengi Kayhan kim bilir bizlere neler hazırlayacak. Öğle yemeğimizin ardından kendisi ile tanıştım. İnanılır gibi değil, 29 yaşında. Yarattığı lezzetler, bilgisi… İnsan hayretler içerisinde kalıyor…
Bilirsiniz öyle her şeyi ,kolaycana beğenmem. Haftasonu Casa dell Arte’ de Şef Bengi Kayhan’ın elinden ne yediysem hepsine bayıldım! Her şey mükemmeldi. Mükemmel! Şef Bengi Kayhan ve Nuni restoran & Casa dell Arte, inanılmaz bir bütün oluşturmuşlar. Bu sene beraber çok ses getirecekler. Besbelli! Çok ama çok iddialılar!
Bir sonraki yazımda Ninu Restoranı anlatacağım.
Görüşmek üzere,
supernicevisit